reklamlar

haberler

manşet haberler

Personel Sağlık Personeli Sağlıkçılar PersonelSaglik.NET

24 Mayıs 2016 Salı

Ekonomi yeniden Mehmet Şimşek'e Emanet!!

Batman'da 1967 yılında dünyaya gelen Mehmet Şimşek, Gercüş'lü bir ailenin evladıdır. Ankara Üniversitesi mezunu olan Mehmet Şimşek, Siyasal Bilgiler Fakültesi diplomasına sahiptir. İngiltere Exeter Üniversitesi'nde yüksek lisansını yapan Mehmet Şimşek, 2007'de Gaziantep, 2011'de ise Batman'dan AK Parti çatısı altından milletvekili olarak TBMM'ye girmiştir.

2007-2009 döneminde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak hizmet veren Mehmet Şimşek, 2009'dan günümüze kadar olan dönemde ise Maliye Bakanı olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

Aynı zamanda İngiltere vatandaşlığı da olan Mehmet Şimşek, iki evlilik yapmış ve ilk eşi Annalise Granwald ile on yıl süren birlikteliğini 2009 yılında noktalamıştır. Sonrasında Esra Kara ile evlenen Mehmet Şimşek iki çocuk sahibidir.

 

NİHAT ZEYBEKCİ KİMDİR?

Nihat Zeybekci, 1 Ocak 1961'de Denizli Tavas İlçesi Pınarlar beldesinde doğdu. Babasının adı Şükrü, annesinin adı Fatma'dır.

İş Adamı, Sanayici; Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünü bitirdi. Yüksek lisansını İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde tamamladı. Özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptı. 1994'te Turkuaz Tekstil'i kurdu. Denizli Platform Sözcülüğünde, Denizli Sanayi Odası Meslek Grubu Üyeliğinde bulundu.

İki dönem Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği Başkanlığını yürüttü. 2004-2011 tarihleri arasında Denizli Belediye Başkanlığı ile Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Kongresi Türkiye Heyeti Başkanlığı; 2005-2011 tarihleri arasında Türkiye Belediyeler Birliği Başkan Vekilliği yaptı. 2009-2012 yılları arasında Türk Dünyası Belediyeler Birliği Başkanlığı görevinde bulundu.

Çok iyi düzeyde İngilizce ve Almanca bilen Zeybekci, evli ve 4 çocuk babasıdır.

19 Mayıs 2016 Perşembe

Yaz Tatili Ne Zaman? Karneler Ne Zaman Dağıtılacak?

Bu sene Okulların kapanma tarihi Milli Eğitim tarafından açıklandı. Okullar ne zaman kapanacak. MEB'den konuyla ilgili açıklama geldi. Tüm öğrencilerin aklında ki soru işaretleri ortadan kalktı. Yaz tatili ne zaman, karneler hangi gün alınacak gibi sorularda yanıt buldu. Milli Eğitim Bakanlığından alınan bilgilere göre, okulların kesin kapanış süresi belirlenmiş. 

Milyonlarca öğrenci son zamanlarda okulların ne zaman tatile gireceğini araştırmaya başladı. Peki 2015-2016 eğtim öğretim yılı ne zaman bitiyor? Öğrencilerin merakla beklediği yaz tatili ne zaman başlayacak? Okulların ne zaman kapanacağına dair merak edilen soruların yanıtını haberimizin detaylarından bulabilirsiniz...

Geçtiğimiz yaz kurban bayramı dolayısı ile yaklaşık 4 ay tatil yapan öğrenciler uzun bir müddet okuldan uzak kalmış ve dinlenmişlerdi. 2015 – 2016 eğitim öğretim yılının ilk yarısının tamamlanmasıyla ve ikinci döneme geçilmesiyle beraber öğrencilerin aklında yaz tatilinin ne zaman başlayacağı sorusu bulunuyor.

2016 yılı 2.dönem okullar ne zaman kapanacak ile ilgili bir çok sitede ve yayın organında 10 Haziran veya 17 Haziran olarak belirtilmekte olup, son noktayı 17.01.2016 tarihinde yayınlanan iş takvimi koymuş oldu. İş takviminde belirtilen 2.dönem okul kapanış tarihi kaç olarak belirtilmiştir.Milli Eğitim Bakanlığı eğitim öğretim yılı başında okulların açılış ve kapanış tarihleri ile ilgili takvimi yıl içerisinde yayımlamıştı. Ancak bu eğitim öğretim yılının açılış döneminde farklı bir uygulama oldu ve kurban bayramı ile seçim nedeniyle okulların açılış tarihi ertelendi. Ayrıca bu duruma Turizm İşletmelerinin bakanlıktan taleplerinin de etkili olduğu söylendi. Bu durum eğitim öğretim takviminde 1. dönem sonu ile ilgili bir değişikliğe gidilmesine neden olmadı ancak Milli Eğitim Bakanlığı okulların yıl sonu kapanış tarihinde düzenlemeye gitti. Bakanlık başlangıçtan 2 haftalık bir tatil uzantısına giderken yıl sonu tatili ile ilgili sadece 1 haftalık ekleme yaptı. 2015 - 2016 Eğitim Öğretim yılının 2.Dönemi 8 Şubat 2016 itibariyle başladı.

Milyonlarca öğrenci ders başı yaptı. 1.Dönemi ve sömestr tatilini geride bırakan öğrencilerin önünde haziran ayına kadar sürecek eğitim ve sonrasında 3 ay sürecek yaz tatili bulunuyor. Öğrenciler okulların dönem sonunda yani yaz tatiline ne zaman gireceğini merak etmeye başladılar.

2015 - 2016 Eğitim Öğretim yılının 1.dönemi 22 ocak 2016 tarihinde son buldu.1 dönem boyunca çalıştığının emeğini aldıkları karne ile tatilin tadını çıkarıyor.15 gün süren sömestr tatilinin yarısına geldiğimiz bugünde öğrenciler okul için hazırlıklara başladı.Peki okullar ne zaman açılıyor?  

2015-2016 Eğitim Öğretim yılı 2. Dönem Ne Zaman Başlayacak? 

Birinci dönem 22 Ocak 2016 Cuma günü sona erecek. Yarı yıl tatili, 25 Ocak - 5 Şubat 2016' da yapılacak. İkinci dönem, 8 Şubat 2016 Pazartesi günü başlayacak ve 17 Haziran 2016 Cuma günü sona erecek.

2015-2016 eğitim öğretim yılının 1. dönemi Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki bazı il ve ilçe okullarının eğitim öğretim faaliyetlerinin aksaması dışında sorunsuz bir şekilde 22 Ocak Cuma günü tamamlandı. Büyük bir merak ve heyecanla öğrenci ve veliler karnelerle buluştu. 15 gün tatil diye adlandırılan ancak hafta sonu tatilleri ile birlikte 16 gün olan tatil süresinin sona erme tarihi de MEB çalışma takviminde sene başında belirlenmişti.

Diğer bir durum da bir söylentiye göre yarıyıl tatilinin 30 gün olacağı şeklinde idi.  Ancak Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI yaptığı açıklama ile böyle bir planlamanın gündemlerinde olmadığını ve yarıyıl tatilinin 30 gün olması gibi bir durumun da söz konusu olmadığını söyledi. Milli Eğitim Bakanı ilk ağızdan basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Gündemde olan ve 15 günlük sömestr tatilinin 1 ay olduğu iddialarına yalanlama getirerek her yıl olduğu gibi sömestr tatilinin 2015-2016 eğitim ve öğretim yılı içerisinde de 15 gün olacağına, Milli Eğitim Bakanlığı’nın böyle bir çalışma içerisinde olmadığını, sömestr tatilinin her yıl olduğu gibi 15 gün yapılacağını net olarak belirtti. 

Öğrenciler ve öğretmenler bu yıl fazla tatil yapmış olduklarından dolayı yoğun bir eğitim öğretim dönemine girdiler. Sınavlar, sözlüler derken bir hayli yorulacak olan öğrenciler ve öğretmenler yarıyıl tatili ile rahat bir nefes almak isteyecek.

Halk arasında şubat tatili olarak da bilinen ve hafta sonları ile birlikte toplam 16 gün süren genellikle de ocak ayının son haftasında tatil olarak milli eğitim bakanlığı çalışma takvimine giren tatilin bu yıl ki başlangıç ve bitiş tarihini çalışma takviminden çıkartıp haber olarak sizlere sunuyoruz. 

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim öğretim yılı başında 2015-2016 yılı eğitim öğretim takvimi ile ilgili yapılan açıklama;

Bu kapsamda;

1) Öğretmenlerimiz için 1 Eylül 2015 tarihinde başlayacak olan seminer ve meslekî çalışmalar, öğretmenlerimizin talepleri doğrultusunda istedikleri il ve ilçe müdürlükleri tarafından koordine edilecektir.

2) 14 - 18 Eylül 2015 tarihleri arasında yapılması gereken eğitim öğretim faaliyetleri dolayısıyla oluşacak boşluk, iş takviminde eğitim öğretim yılının sonuna eklenmiş, ders kesim tarihi 17 Haziran 2016 olarak değiştirilmiştir.

3) 21 - 22 ve 23 Eylül 2015 tarihlerinde yapılamayacak dersler için yıl içinde yoğunlaştırılmış telâfi programı uygulanacaktır.

4) Okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul ve imam hatip ortaokullarının beşinci sınıflarındaki öğrencilerin eğitim ve öğretime uyum programları da okulların açıldığı ilk hafta içinde eğitim öğretim süreci ile birlikte gerçekleştirilecektir.

5) Öğretmenlerimizin her eğitim öğretim döneminin başlangıcında aldığı eğitim öğretime hazırlık ödeneğine ilişkin takvimde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Söz konusu ödenek bayram öncesi öğretmenlerimize ödenecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

İkinci dönem, 8 Şubat 2016Pazartesi günü başlayacak ve 17 Haziran 2016 Cuma günü sona erecek.

Arınç: Omuz omuza mücadele verdiğimiz insanlar...

Arınç, "Daha düne kadar başörtüsü yasağı gibi nice yasaklara birlikte karşı çıktığımız, omuz omuza mücadele verdiğimiz insanlar, artık bugün saf değiştiriyor, güç sarhoşluğuyla yasakçılık oynuyor ve omuz atıyorlarsa, o halde özgürlüklere müdahaleyi, özgürlük için mücadele sebebi sayar ve bunun icabını yaparız. Fakat bu engelleme tutumu, en geniş özgürlük alanları olması gereken üniversitelerden ve üstüne üstlük "öğrencilere rağmen" gelirse bunu "güvenlik" ya da diğer uydurma gerekçelerle açıklamak o öğrencilerin zekalarıyla alay etmek onları yok saymaktır. "Provokatif olaylar" çıkabileceği gerekçesiyle iptal etmek üniversitelerin öğrencilerine saygısızlıktır. Provokatif olaylar" meşru ve farklı sesler susturulduğunda çıkar. Yasakçı tavır takınmak üniversitelere "yasakçı üniversite" yaftasını da yapıştıracaktır. İptal edici ya da ettirici merciler için bir utanç vesilesi ve "milli irade"ye saygısızlıktır. Tarih kitapları bu yolun yolcularının hazin sonlarıyla doludur. Şimdi seyreyleyelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler" dedi.

22. Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç, Turgut Özal Üniversitesi'nde yapacağı konferansın iptal edilmesine ilişkin sosyal medya hesabı Twitter'dan açıklama yaptı. Arınç şu ifadeleri kullandı: "Bilinmesini istiyorum ki, daha önce konferans verdiğim üniversitelerde, gerekse üniversite yönetimleri tarafından konferans vermem engellenen Kırıkkale Üniversitesi, Beykent Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi'nde ve en son dün bu utanç kervanına katılan Turgut Özal Üniversitesi'nde şahsıma yapılan konferans davetleri tüm öğrenci gruplarının ve her görüşten öğrencilerimizin ortak mutabakatıyla gerçekleşmiştir.

"PROVOKATİF OLAYLAR" ÇIKABİLECEĞİ GEREKÇESİYLE İPTAL ETMEK ÜNİVERSİTELERİN ÖĞRENCİLERİNE SAYGISIZLIKTIR

Bu gerçekler çerçevesinde katılacağım programları "Provokatif olaylar" çıkabileceği gerekçesiyle iptal etmek en başta o üniversitelerin öğrencilerine saygısızlıktır. Siyasi ve idari makamlardan gelen ya da gelebilecek bu tür susturma çabaları "Gerçekleri duymayı istememek ve duyulmasını engellemek" kaygısı ile açıklanabilir.

O ÖĞRENCİLERİN ZEKALARIYLA ALAY ETMEK ONLARI YOK SAYMAKTIR

Fakat bu engelleme tutumu, en geniş özgürlük alanları olması gereken üniversitelerden ve üstüne üstlük "öğrencilere rağmen" gelirse bunu "güvenlik" ya da diğer uydurma gerekçelerle açıklamak o öğrencilerin zekalarıyla alay etmek onları yok saymaktır.

YASAKÇI TAVIR TAKINMAK ÜNİVERSİTELERE "YASAKÇI ÜNİVERSİTE" YAFTASINI DA YAPIŞTIRACAKTIR

Üniversitelerin asli unsuru ve gerçek sahibi olan öğrencilerin iradelerini yok saymak, meşru ve makul taleplerini görmezden gelmek ve "öğrencileri karşılarına almak pahasına" yasakçı tavır takınmak hiçbir akli, mantıki sebeple açıklanamayacağı gibi, bu baskıcı tutum, üniversitelere "yasakçı üniversite" yaftasını da yapıştıracaktır.

İPTAL EDİCİ YA DA ETTİRİCİ MERCİLER İÇİN BİR UTANÇ VESİLESİ VE "MİLLİ İRADE"YE SAYGISIZLIKTIR

14 yılda 90'ın üzerinde üniversite açmış olmanın gururunu yaşayan Ak Parti'nin halen iktidarda bulunduğu bir dönemde, halkın çocuklarının tertip ettiği konferanslar iptal ediliyor ya da ettiriliyorsa, bu durum, iptal edici ya da ettirici merciler için bir utanç vesilesi ve "milli irade"ye saygısızlıktır.

TARİH KİTAPLARI BU YOLUN YOLCULARININ HAZİN SONLARIYLA DOLUDUR

Hoşa gitmeyen gerçekleri duymama ve duyurmamama adına izlenen bu anti demokratik yol, baskı rejimlerinin yoludur ve tarih kitapları bu yolun yolcularının hazin sonlarıyla doludur.

"PROVOKATİF OLAYLAR" MEŞRU VE FARKLI SESLER SUSTURULDUĞUNDA ÇIKAR

Bilinmelidir ki, "Provokatif olaylar" üniversitelerde konferans verildiğinde değil, bilakis kürsüler, kalemler, meşru ve farklı sesler susturulduğunda çıkar. Ne zamanki sessimiz kısılmaya, varlığımız yoklukla imtihan edilmeye başlandı, işte o zaman attığımız her adım "olay" oldu. Daha önce bu baskıcılar, ses kısıcılar Başbakan asıcılardı. O zihniyetti. Kendilerinde müthiş bir güç vehmediyorlar ve "beni eleştirirsen yok olursun" diyorlardı. Yok olmadık. Gençliğimizi, ömrümüzü verdik yılmadık.

ONLARA KIZIP MAHALLE DEĞİŞTİRECEK DEĞİLİZ

Şimdilerde bu baskıcılar, ses kesiciler, sus deyiciler bizim mahallenin çocukları ise onlara kızıp mahalle değiştirecek değiliz. Kaldı ki o çocukların sesleri de artık karşı mahalleden geliyor.

DÜNE KADAR OMUZ OMUZA MÜCADELE VERDİĞİMİZ İNSANLAR SAF DEĞİŞTİRİYORSA İCABINI YAPARIZ

Ülkemizin "sus" lar ülkesi olmasına 40 yıl önce nasıl karşı çıktıysak aynı şekilde bugün de karşı çıkarız. Zira 40 yıl önceki iyi niyet ve gayretten zerre kadar sapmış değiliz. Aynı niyette, safta, safiyette ve aynı azimdeyiz. Daha düne kadar başörtüsü yasağı gibi nice yasaklara birlikte karşı çıktığımız, omuz omuza mücadele verdiğimiz insanlar, artık bugün saf değiştiriyor, güç sarhoşluğuyla yasakçılık oynuyor ve omuz atıyorlarsa, o halde özgürlüklere müdahaleyi, özgürlük için mücadele sebebi sayar ve bunun icabını yaparız.

ŞİMDİ SEYREYLEYELİM MEVLA NEYLER, NEYLERSE GÜZEL EYLER

Her devir için kendini mutlak güç makamında görüp aldananlara, asırlar öncesinden Yunus Emre şöyle seslenmiş, ne kadar da doğu demiş: Yerden Göğe küp düzseler, birbirine bet etseler, aradan birin çekseler seyreyle sen gümbürtüyü. Şimdi seyreyleyelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler. "

Ticari İHA'lara Yerli Rakip Geliyor..

TÜBİTAK'ın Bireysel Genç Girişim Programı kapsamında desteklenen OTANTİHA Projesi'yle ticari amaçla kullanılan insansız hava araçlarına (İHA) yerli rakip geliştirilecek.

Lisans eğitimi boyunca insansız hava araçlarıyla ilgilenen girişimci Murat Sağlam, bu alanda yaptığı son çalışmayla ODTÜ Teknokent'in de desteğiyle TÜBİTAK'ın Bireysel Genç Girişim Programı'ndan yararlanmaya hak kazandı.

Teknolojik yeniliklere ayak uydurmak, ülkeye katma değer sağlayacakürünler ortaya çıkarmak ve İHA'ların günlük kullanımında yeni bir vizyon ortayakoymak için OTANTİHA Projesi'ni geliştiren Sağlam, proje sonunda kurulacak şirketle yeni bir istihdam alanı oluşturmayı amaçlıyor.

Günümüzde birçok faaliyet alanında sıkça karşılaşılan ve gelecekte de insan hayatının vazgeçilmez bir parçası olması öngörülen İHA'lar, sivil havacılık standartlarını yeterince sağlamamaları sebebiyle ticari amaçlarla yaygın olarak kullanılamıyor. OTANTİHA Projesi kapsamında büyük havacılık şirketlerinin yüksek teknoloji ürünü uçakların tasarım sürecinde kullandığı sivil havacılık standartları göz önünde bulundurularak bir hava aracı geliştirilmesi hedefleniyor.

Akıllı mobil cihazlarla kablosuz ağlar üzerinden kontrol edilebilecek şekilde geliştirilecek OTANTİHA, kullanıcısını takip ederek yüksek çözünürlüklü görüntü kaydedebilecek, modüler donanım altyapısı sayesinde yeni ihtiyaçlara uygun olarak kolayca geliştirilebilecek.

Adrenalin tutkunu sporcuların faaliyetlerinin görüntülenmesindeki güçlükler düşünüldüğünde, genel olarak bu alandaki ihtiyaçları karşılamak üzere ortaya çıkan OTANTİHA fikri, modüler tasarım mimarisi ile ilerleyen aşamalarda orman yangınlarının tespitinde, kısa süreli organizasyonlarda(festival, düğün, spor müsabakaları ve benzeri) ve basın faaliyetlerinde de kullanılabilecek şekilde tasarlanabilecek.

Dağ, kış, ve su sporları ile yamaç paraşütü gibi faaliyetlerin sivil havacılık standartlarını göz önünde bulundurarak görüntülemeye yönelik yerli hava aracı bulunmaması, rakiplerine nazaran düşük maliyetli olması OTANTİHA'yı cazip hale getiriyor.

Rakiplerinden üstünlükleri

Gelecekte sisteme eklenebilecek otonom karar alma, otonom uçuş, otomatik iniş, kullanıcı takibi, çarpışma önleme gibi yetenekler ile kullanıcının iş yükünü azaltacak sistem çözümleri sunacak OTANTİHA, sanal gerçeklik gözlükleri ile entegrasyon gibi opsiyonel özellikleriyle sivil havacılık açısından yenilikçi bir ürün olacak.

Yüksek hızlı veri ve grafik işleme, gerçek zamanlı işletim sistemleri ve yazılım bölütleme, uçuş emniyeti ve sertifikasyon gerekliliklerine uygun tasarım veyüksek güvenilirlik, geliştirilmesi hedeflenen ürünün en önemli teknolojilerini oluşturacak.

OTANTİHA'nın ithaledilen ticari İHA'ların yerini alması hedefleniyor. Yurt içi ve yurt dışı pazarın büyüklüğü düşünüldüğünde, yüksek uçuş emniyeti standartlarını karşılayan ürünün, ülke ekonomisi için önemli bir katma değer yaratması bekleniyor.

Okullar ne zaman kapanacak? Okullar ne zaman tatil olacak? Yaz tatili ne zaman başlayacak?

OKULLAR NE ZAMAN KAPANACAK?

Öğretmenler, öğrenciler ve velilerin merakla beklediği yaz tatili için artık geri sayım başladı. Sınavlardan bunalan ve Yaz tatili planlarını daha doğru yapmak isteyen bireylerin merak ettiği "okullar ne zaman kapanıyor?" sorgusu Google'da sürekli arananlar listesinde yer almaya devam ediyor.


Öğrenciler ve Öğretmenler için son ders zili 17 Haziran 2016 tarihinde çalacak.


17 Haziran Cuma günü başlayan yaz tatili, 19 Eylül Pazartesi günü 2016-2017 eğitim öğretim yılının başlamasıyla son bulacak.

9 Mayıs 2016 Pazartesi

'Yeni Anayasa tercih değil, zarurettir'

Şentop, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin tam anlamıyla demokratik, hukukun üstünlüğüne dayanan, temel hakları hürriyetleri garanti altına alan, hızlı ve iyi yönetilebilir iktidar tasarlayan yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu belirtti.

Türkiye için yeni anayasanın bir mecburiyet olduğunu ifade eden Şentop, "Türkiye için yeni anayasa bir tercih değil, zarurettir. 'Yeni anayasa yapalım mı, yapmayalım mı, yaparsak mı daha iyi olur?' gibi bir mülahaza aslında söz konusu değil, geçti bu artık." diye konuştu.

- Millet adına anayasa yapma fırsatı

Türkiye'deki anayasaları devlet adına bürokratların yaptığını, devlet millet ilişkilerini de onların belirlediğini vurgulayan Şentop, ilk defa millet adına anayasa yapma fırsatı bulduklarını anlattı.

Yeni yapılacak anayasanın "Devletin milleti" anlayışıyla değil, "Milletin devleti" anlayışıyla hazırlanacağını, eski anayasa ile yeni yapılacak anayasa arasında en büyük farkın da bu olduğunu aktaran Şentop, sözlerine şöyle devam etti:

"2002'den bu yana AK Parti iktidarıyla beraber, Türkiye'de yeniden millet adına egemenlik yetkisi kullanmanın tek yolunun seçimler olduğu, millet iradesi olduğu ortaya çıktı. AK Parti bunu Türkiye'de fiilen yerleştirdi. Gerçek manada demokratik bir iktidar anlayışını yerleştirdi. Artık bu darbeci, seçimsiz iktidar alanları oluşturan, bu anayasanın da bu anlamda Türkiye'de bir yeri, bir zemini, üzerine oturacağı bir siyasi anlayış, paradigma kalmadı. Ülkenin bu bakımdan süratle, gerçek manada, tam anlamıyla demokratik, hukukun üstünlüğüne dayanan, temel hakları, hürriyetleri garanti altına alan, hızlı ve iyi yönetilebilir iktidar tasarlayan bir anayasaya ihtiyacı var. Bu bakımdan Türkiye'de bir zarurettir, anayasa. Biz bu gözle bakıyoruz.''

- Başkanlık sistemi

Yeni anayasada en önemli konulardan birinin de başkanlık sistemi olduğuna dikkati çeken Mustafa Şentop, siyasi ve ekonomik istikrarın devamı için başkanlık sisteminin önemine değindi.

1983 yılından 2016'ya kadar, Türkiye'de 20 hükümet kurulduğunu anımsatan Şentop, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Başkanlık sistemiyle kastettiğimiz şey, Türkiye'de nasıl meclisi, yasama organını millet seçiyorsa, Türkiye'yi yönetecek olan hükümeti de millet seçsin, meselemiz bu. Yani iki sandık olur, birisinde parlamento, meclis seçilir, birisinde de hükümet, yani başkan seçilir. Sonuç itibarıyla seçim akşamı ülkede meclis belli, hükümet belli ve ülke yoluna devam eder. Bunun birçok boyutları var, ekonomik boyutları, istikrarla ilgili boyutu. Bununla ilgili tek bir örnek vereceğim. Türkiye'de 33 yılda 20 hükümet kurulmuş. Başkanlık olsaydı genelde ülkelerdeki uygulaması beş yıldır. Bu 33 yıl içerisinde biz bugün yedinci hükümeti kurmuş olacaktık. Yirmi hükümet nerede, yedi hükümet nerede. Bu siyasi iktidarın ekonomiye, sosyal hayata, uluslararası ilişkilere yansıyacağı çok önemli hususları ve yönleri var."

Başkanlığın bir sistem meselesi olduğunu belirten Şentop, Türkiye'de 50 yıldır tartışılan sistemi yeni anayasa ile de çözüme kavuşturacaklarını bildirdi.

2 Mayıs 2016 Pazartesi

Memurun kademesi geri mi alınıyor?

Lise döneminde 1 yıl fazladan okunan hazırlık sınıfları ile ilgili Danıştay 16.Dairenin vermiş olduğu karar çok tartışma yaratmıştı.

Bu kararla birlikte yıllardır 657 sayılı Kanun'un 36'ncı maddesinin A-6-b bendi gereğince ilave bir kademe alan yüzbinlerce memurun durumunun ne olacağı sorusu gündeme geldi. Hazırlık sınıfına ilave bir kademenin dayanağı nedir?

Orta öğretimde hazırlık sınıfına ilave bir derece verilmesi 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36'ncı maddesinin A-6-b maddesinde yer almaktadır. Buna göre; Ortaokul ve dengi, lise ve dengi okulların, normal öğrenim süresinden fazla olması halinde, başarılı her öğrenim yılı için bir kademe ilerlemesi uygulanmakta olup, bunlardan teknik öğretim okulları mezunlarına, meslekleri ile ilgili görevlerde çalışmaları halinde ayrıca bir kademe ilerlemesi daha verilmektedir.

Lisede okunan hazırlık sınıfının bu kapsama girdiği 94 seri nolu Maliye Bakanlığı Tebliği'nde düzenlenmişti. Yine Devlet Personel Başkanlığı'nde lisede okunan hazırlık sınıfları için 1 kademe verilmesi gerektiği yönünde görüşler istikrar kazanmıştı.Üniversite hazırlık sınıfına ilave bir derece verilmesinde sıkıntı vardı

Üniversitelerde devam edilen hazırlık sınıflarına ilave bir derece verilip verilmeyeceği yönünde Devlet Personel Başkanlığı'nın vermiş olduğu görüşle konu kapanmıştı.

Bu görüşe göre; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 36'nci maddesinin (A) bendinin 6/b fıkrasında; “Ortaokul ve dengi, lise ve dengi okulların, normal öğrenim süresinden fazla olması halinde, başarılı her öğrenim yılı için bir kademe ilerlemesi uygulanır...” denilmek suretiyle, ortaöğrenim düzeyinde görülen hazırlık sınıfının kademe ilerlemesinde değerlendirileceği belirtilmiş olup, bu hüküm yükseköğrenim süresinin normal öğrenim süresinden fazla olması halini kapsamamaktadır.

Bu itibarla, normal öğrenim süresi 4 yıl olan Mühendislik Fakültesini bitiren ..........'un memuriyete başlangıç derece ve kademesinin 8'inci derecenin 1'inci kademesi olarak tespiti gerekmekte olup, adı geçenin yükseköğrenim sırasında görmüş olduğu 1 yıllık İngilizce hazırlık eğitiminden dolayı başlangıç derece ve kademesine bir kademe ilave edilmesi mümkün bulunmamaktadır.Danıştay Kararı sonrası uygulama nasıl olacak?

Danıştay 16. Dairesi'nin 2016 tarihli ve E. No: 2015/17550, K.No: 2015/6365 nolu Kararı'nda bu görüşlerin tam tersi yönünde bir karar verilerek ilave bir kademeden yıllardır yararlanan yüzbinlerce memur şok olmuştur. Danıştay'ın kararına göre, hazırlık sınıfları normal eğitime hazırladığı için madde kapsamına girmemekteydi.

Zabıt katibi olarak görev yapan bir memur, mezun olduğu Anadolu Lisesi'nin orta kısmında hazırlık + 3 yıl olmak üzere toplam 4 yıl başarılı bir şekilde öğrenim gördüğü ve bu sürenin orta öğrenim için öngörülen normal öğrenim süresinden fazla olduğu belirtilerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36/A-6-b maddesi uyarınca bir kademe verilmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddineilişkin 4.2.2014 tarihli ve 2014/54 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmış ve Eskişehir 2. İdare Mahkemesi, yerleşik kararlar doğrultusunda 28.11.2014 tarihli ve E:2014/160, K:2014/1066 sayılı kararıyla işlemi iptal etmişti.

Bu karar temyiz edilmiş ve Danıştay'ın tartışmalı bozma kararı ortaya çıkmıştır. Danıştay'ın bozma kararında şu gerekçelere yer verilmiştir; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36. maddesinin “Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün (A) fıkrasının 6. bendinin (b) alt bendinde; “Ortaokul ve dengi, lise ve dengi okulların, normal öğrenim süresinden fazla olması halinde, başarılı her öğrenim yılı için bir kademe ilerlemesi uygulanır. Bunlardan teknik öğretim okulları mezunlarına, meslekleri ile ilgili görevlerde çalışmaları halinde ayrıca bir kademe ilerlemesi daha verilir” hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; ...... Adliyesi'nde zabıt katibi olarak görev yapan davacının, orta öğrenimini tamamladığı Bilecik Anadolu Lisesi'nde 1997-1998 eğitim öğretim yılında 6. sınıf öncesi hazırlık sınıfı okumuş olması, diğer bir ifadeyle davacının ortaokulda 3 yıl yerine hazırlık + 3 yıl olmak üzere 4 yıl öğrenim görmüş olması nedeniyle 657 sayılı Yasa'nın 36/A-6-b maddesi uyarınca bir kademe verilmesi istemiyle 30.1.2014 tarihinde yaptığı başvurunun reddi üzerine temyize konu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun yukarıda anılan 36/A-6-b maddesi hükmü, ortaokul ve dengi, lise ve dengi okulların 3 yıllık normal öğrenim süresinden fazla olmaları haline özgü bir düzenleme getirmiş olup, ortaokul veya liselerde normal eğitime hazırlamak amacıyla okutulan bir yıllık hazırlık sınıfının bu madde kapsamında kabul edilmesine olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda; normal öğrenim süresi 4 yıl olmayan ...... Anadolu Lisesi'nin orta kısmında normal eğitime hazırlamak amacıyla bir yıllık hazırlık sınıfı okumuş olan davacının, normal öğrenim süresinden fazla olduğunu ileri sürdüğü 1 yıllık öğrenim süresinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36/A-6-b maddesi kapsamında kabul edilmesine olanak bulunmadığından bir kademe verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Bu karar sonrası nasıl bir uygulama yapılacaktır?

Danıştay'ın bozma kararı sonrasında, İdare Mahkemesi kararında ısrar ederse konu İdari Dava Daireleri Kurulu'na gider ve oranın vereceği karara göre işlem tesis edilir. İdare Mahkemesi'nin kararında ısrar etmesinin yerinde olacağını düşünüyoruz. Ancak, bu aşamada, bu kararın emsal olması söz konusu değildir. Yani idareler bu kararı esas alarak uygulama yapamazlar. Şayet İdari Dava Daireleri Kurulu kararı da memurlar aleyhine olursa idarelerin bu karara uyma zorunluluğu olmamasına rağmen bu kararı esas alarak işlem yapabilirler ve bu durumda da yapılacak bir şey yoktur. Ancak, böyle bir karar sonrasında kamu kurumları ilave bir kademe uygulaması yapılamazlar.

Diğer yandan, kamu kurumlarının uymak zorunda oldukları kararlar, İçtihadıBirleştirme Kurulu kararlarıdır. Bununla birlikte, kamu kurumları İdari Dava Daireleri Kurulu kararına uyarak işlem tesis ederlerse yapacak bir şey de yoktur. Ancak, her halükarda verilen kararlar esas alınarak geriye doğru işlem tesis edilerek memurlar aleyhine borç çıkarılamaz ve ilave kademeler geri alınamaz. Bu konudaki kafa karışıklığını giderecek yetkinlikteki kurum olan Devlet Personel Başkanlığı'nın nasıl bir uygulama yapılması gerektiği yönünde açıklama yapmasının doğru olacağını düşünüyoruz. Aksi takdirde binlerce yeni dava açılmasına yol açılacaktır.

kaynak:sgkrehberi

Meteoroloji'den günlük hava tahmini

Yapılan son değerlendirmelere göre;

Ülkemiz genelinin parçalı, yer yer çok bulutlu; Orta ve Doğu Karadeniz, İç Anadolu'nun kuzey ve doğusu, Doğu Anadolu'nun kuzeyi ile Afyon, Kütahya, Adana, Kastamonu, Karabük Sinop, Malatya, Muş ve Bingöl çevrelerinin kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

HAVA SICAKLIĞI :Hava sıcaklığının Ege ile Kuzeydoğu kesimlerde artmaya devam edeceği, diğer yerlerde 1 ila 3 derece azalacağı tahmin ediliyor.

RÜZGAR :Kuzey ve batı kesimlerde kuzey ve kuzeydoğu, iç ve güney kesimlerde batı ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor.

 

 

 

 

 

14 Yılda Memur Emeklisinin Maaşı % 329 Arttı!!

Sosyal güvenlikte iyileşme, intibak düzenlemeleri, destek primi kesintisinin kaldırılması gibi adımlarla emeklinin geliri de arttı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, emeklilik işlemlerinin bir güne düşeceği müjdesini verdi. Çalışan emeklilerden destek primini kesintisinin kaldırılması ile birlikte aylık 63-345 lira arasında değişen artış sağlandığını söyledi.

DESTEKLER SÜRECEK

Bakan Soylu, 2002-2016 döneminde memur emeklilerinin asgari aylıklarında da nominal yüzde 329.7 artış olduğunu vurguladı. Yeni dönemde tamamlayıcı emekliliğe destek, BES'te kesinti oranlarının düzenlenmesi, yaşa uygun iş imkanı gibi yeni adımlar da atılacağı ifade edildi.

HAZAL ATEŞ

Sıra imam hatipli olmayan öğretmenlere geldi

 İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü imam hatibe dönüştürdüğü okulların öğretmenlerini de okullarından ediyor.


Milli Eğitim’deki skandal Eğitim İş 1 No’lu Şube Sekreteri Maksut Balmuk’un açıklamasıyla ortaya çıktı. Binlerce genel lise ve ortaokulun imam hatibe dönüştürüldüğüne dikkat çeken Balmuk, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün uygulaması ile artık dönüştürülen okullardaki öğretmenlerinde okullarından edildiğini ifade etti.


Güngören Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu 2014-2015 Eğitim Öğretim yılı sonunda yani 2014 Haziran ayında İmam Hatip Ortaokuluna dönüştürüldüğünü belirten Balmuk, “Bu süreçte İstanbul Milli Eğitimin yapması gereken aynı binada görev yapan öğretmenleri tek norm kadroda birleştirmek ve aktarımını yapmak. Bu yapılmadı İmam Hatip için ayrı norm kadro tanımlandı. Yani ayrı ve yeni bir okul açıldı gibi gösterildi kağıt üzerinde.” ifadelerini kullandı.


Balmuk bunun ne anlama geldiğini ise şöyle açıkladı:


“Ortaokulda ders sayısı azaldıkça norm sayısı düşecek öğretmenler norm kadro fazlası olacak,İmam Hatip Ortaokulunda norm sayısı artacak ve yeni öğretmen ihtiyacı doğacak.


Oysa ki öğretmen aktarımı gerçekleştirmiş olsa idi mevcut öğretmenler artan kadroları dolduracaklardı.


Bu uygulama yıllardır var olan bir uygulama. Yani yıllardır dönüşümlerde aktarım yapılarak öğretmenler mağdur edilmemekteydiler.


MEM’in yaptığı bu uygulama örneğin; Ortaokul’da bir Sosyal Bilgiler Öğretmeni norm fazlası olurken aynı binada eğitim veren İmam Hatip Ortaokuluna Şubat ayında ilk atama öğretmen gelmiştir. Bu uygulama yanlıştır. Öğretmenleri okulundan etmeye ve mağdur etmeye yöneliktir.”




Maksut Balmut’un “İstanbul MEM Öğretmenleri Okulundan Edecek” başlıklı açıklaması şöyle:


“İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü yine yanlış yapıyor. Yıllardır okullarda dönüşüm uygulanmaktadır. Örneğin Genel Lise Meslek Lisesine, Ortaokul İmam Hatip Ortaokuluna gibi binlerce dönüşüm gerçekleşti. Dönüşüm gerçekleştiğinde o okulun öğretmenleri mağdur edilmez dönüşen okullara aktarılırdı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu kez öyle yapmıyor.


Aşağıda örneğinde de görüldüğü gibi Güngören Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu 2014-2015 Eğitim Öğretim yılı sonunda yani 2014 Haziran ayında İmam Hatip Ortaokuluna dönüştürülmüştür.


Dönüşümle beraber okula 2015-2016 Eğitim Öğretim yılında Ortaokul öğrencisi alınmamış, İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi alınmıştır.


Dolayısı ile gelecek yıllarda okulda Ortaokul öğrencisi kalmayacak tüm öğrenciler İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi olacak.


2015-2016 Eğitim öğretim yılı boyunca Ortaokul Öğretmenleri tüm öğrencilerin dersine girerek eğitim öğretime devam ettiler.


Bu süreçte İstanbul Milli Eğitimin yapması gereken aynı binada görev yapan öğretmenleri tek norm kadroda birleştirmek ve aktarımını yapmak.


Bu yapılmadı İmam Hatip için ayrı norm kadro tanımlandı. Yani ayrı ve yeni bir okul açıldı gibi gösterildi kağıt üzerinde.


Oysa ki okul eskiden beri var olan okul, bina öyle…


Bunun anlamı şudur:


Ortaokulda ders sayısı azaldıkça norm sayısı düşecek öğretmenler norm kadro fazlası olacak, İmam Hatip Ortaokulunda norm sayısı artacak ve yeni öğretmen ihtiyacı doğacak.


Oysa ki öğretmen aktarımı gerçekleştirmiş olsa idi mevcut öğretmenler artan kadroları dolduracaklardı.


Bu uygulama yıllardır var olan bir uygulama. Yani yıllardır dönüşümlerde aktarım yapılarak öğretmenler mağdur edilmemekteydiler.


MEM’in yaptığı bu uygulama örneğin; Ortaokul’da bir Sosyal Bilgiler Öğretmeni norm fazlası olurken aynı binada eğitim veren İmam Hatip Ortaokuluna Şubat ayında ilk atama öğretmen gelmiştir.


Bu uygulama yanlıştır. Öğretmenleri okulundan etmeye ve mağdur etmeye yöneliktir.


Konu ile ilgili Eğitim İş Sendikası İstanbul 1 Nolu Şube tarafından İstanbul Valiliğine yapılan başvuruya verilen cevaptan da görülmektedir ki Milli Eğitim öğretmenleri mağdur etmeye devam edecektir.


Yazının son cümlesinde yer alan ve topu valiliğe atan cümle tamamen oyalamaya yöneliktir. Herkes çok iyi bilmektedir ki valilik makamına onay İl Milli Eğitim Müdürlüğünce gönderilir ve izahat yapılarak gerekli onay alınır. Yoksa valilik durup dururken böyle bir onay istemez, hatta bilgi sahibi bile değildir.


Bu uygulama sadece bahsedilen okul için geçerli değildir. Örneğin aynı ilçede bulunan Gaziler Ortaokulunda da aynı durum vardır. Yani uygulama genel bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelecek yıl Gaziler Ortaokulunda 3 anasınıfı öğretmeni fazlaya çıkarken aynı okulda İmam Hatip Ortaokulu kısmına 3 yeni öğretmen atanırsa şaşmamak gerekir.


Bu durumda bu öğretmenlerin kendi okullarında devam etmeleri için tek yol kalmaktadır o da aynı binadaki Ortaokuldan İmam Hatip ortaokuluna tayin istemek. Yani Milli Eğitim literatüre yeni bir kavram sokmaktadır: Kendi okuluna tayin iste ve puanın yeterse atan…


Milli Eğitim bu uygulama ile;


Okulu İmam Hatip yaptım vatandaşı okuldan ettim, imam hatipe mecbur kıldım bu da yetmedi öğretmeni de yerinden edeceğim ve okulu istediğim gibi dizayn edeceğim anlayışını sergilemektedir.


Burada haksızlık var, hukuksuzluk var, hukuk tanımama var, keyfiyet var ve ben yaptım olduculuk var…


İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünü tekrar uyarıyoruz; norm kadroların güncellenmekte olduğu bu dönemde bu hatadan dönmeleri gerektiğini, babalarının çiftliği değil devlet kurumunu yönettiklerini, bırakın kişileri öğretmenler arasında bile ayrım yapacak kadar basit hesaplar içerisinde olmamaları gerektiğini hatırlamalarını istiyoruz.


Meclis bir yandan 6701 sayılı "Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanununu çıkarıp her türlü ayrımcılığa karşı savaş açacağını söylerken diğer taraftan kamu kurumlarının ayrımcılık yapması kabul edilemez


Maksut Balmuk

Eğitim İş İstanbul 1 Nolu Şube Sekreteri”


Haberdata.com Güncel Son Dakika Haberleri